DÎVAN-I KÜFRÎ-İ BAHÂYÎ’NİN TAKDİMİDİR
Divan şiirindeki güzellik, şairin canlı, yeni ve güçlü muhasebesinin muhatap tarafından çözümlenmesiyle ortaya çıkar. Bu büyük şiir havzasında mazmunların yeri, tıpkı sayıların yeri gibi bellidir. Dolayısıyla mazmunların ne olduğunu değil neye karşılık geldiğini anlamak, muhatabını divan şiirine yakınlaştıracaktır. Örneğin bülbül gülü takip edecek aşığın gözyaşlarını ırmaklar tamamlayacaktır. Bu, birden sonra ikinin gelecek olması gibidir. Mezkûr […]
ŞİİR SAVAŞ UÇAĞI DÜŞÜREBİLİR Mİ?
İstanbul’daki edebiyat ortamına alışmaya çalışan genç bir şairdim. Hiçbir edebiyat sohbetine katılma fırsatını kaçırmazdım. Davetli davetsiz bulabildiğim bütün “dost” meclislerine sızdım. Kâh talebe oldum öğrendim kâh bozgunculuk yaptım kovuldum. Yine böyle bir mecliste bulunmuşum. Konu döndü dolaştı, çok da dolaşmadı aslında, “Gezi’nin hatırası taze, yanı başımızda, Suriye’de, her geçen gün harareti artan savaş, bu siktiğimin […]
Sanata ve sanatçıya reva görülen baskılar konusunda sızlanmayacağım. Ağlaklığı hiç yakıştıramadığım bir güruh varsa o da sanatçı milletidir. Varoluş sancısına katlanıyoruz yahu. Devletmiş toplummuş falan filan. Geçiniz. Üstelik ben devletin de toplumun da gösterdiği tepkileri genelde doğal karşılarım. Sanat, provakasyondur. Tahrik oldu diye halkı ve siyasetçileri yadırgamak bana sahtekârca geliyor açıkçası. Kısrağımız huylandıysa ne mutlu! […]
Önceki sayfa Sonraki sayfa