menu Menü
Logo Yengi Mecmua

Sahra-yı muhabbetde o divanelerüz kim

Mecnun-ı melametzede en akilimüzdür



PEPEGİ GAZEL Önceki MAHŞER YERİNDE ADIM NE OLACAK? Sonraki

GÖRSEL BELAGATIN İMKANLARI: LEBDEĞMEZ ŞİİR

Biz, yeni bir şeyler arayışında olan gençler miyiz? Bu soru hayli önemli bir soru. Zira yeni bir şeyler aramak bulunduğu yerden razı olmamayı da barındırıyor içerisinde. Peki bizim durumumuz göz önüne alındığında biz, razı olmak veya razı olmamakla bağlantılı şeyler mi söylüyoruz? Hayır. Biz aslında yalnızca tespit yapıyoruz. Evet yeni bir şeyler öneriyoruz fakat ilkin tespit yapıyoruz. Bu nokta fark edilmezse anlaşılmamız zorlaşacaktır. Vakıayı tahlil ettikten sonra bu vakıaya mutabık öneriler sunmaktır. Ne demek istediğimi biraz daha açayım.

Bugün şiir türleri arasında pek de fazla anılmayan bir şiir türümüz var. Lebdeğmez. Lebdeğmez, adı üstünde, söylenirken dudakların birbirine değmediği şiir türü. Bu şiiri okurken dudaklarınızı kapatmamanız gerekiyor. Yani bütün şiir boyunca b, f, m, p, v harflerini kullanmıyorsunuz. Lebdeğmeze Ahmet Remzi Dede’den bir örnek verelim.

Sakın izhardan ağyâra halin

Yine sen derdine çâre resâ ol

Cidâl-i kîl ü Kale yok nihâyet

Ricâlüllâh ile hal-âşinâ ol

Lebdeğmez şiire bir de Arap şiirinden örnek vereceğim. Zira bu şiir türü aslında bir hüner ispatı ve bu hüner ispatı toplumlar ve diller değişse de sabit kalıyor.

قَطعْنا على قطعِ القَطا قَطْعَ ليلة‎ٍ

      سِراعاً على الخَيْلِ العِتاقِ اللّواحِقِ

(Kata’nâ alâ kat’i’l-katâ kat’a leyletin

Sirâ’an ala’l-hayli’l-itâki’l-levâkihi)

Bu beyitte dudak hareket etmemektedir.

 آبَ هَمّي وَهَمَّ بي أحبابي

      هَمُّهُمْ ما بهِم وَهَمّي مابي

(âbe hemmî ve hemme bî ahbâbî

Hemmuhum mâ bihim ve hemmî mâ bî)

Bu beyitte ise her kelime dudak harflerini barındırır dolayısıyla her kelimede dudak hareket etmektedir.

Lebdeğmez şiir örneği bize önemli bir ipucu veriyor. Sözlü kültürde de birtakım sözlü kültürün getirisi olan hünerler mevcuttu. Şairler bu hünerleri şiirlerinde ortaya koyarken yazılı bir malzemeye ihtiyaç duymuyorlardı. Yazılı bir malzemeye ihtiyaç duyan şairler ise hünerlerini başka bir şekilde gösteriyorlardı. Örneğin şiirde hiçbir noktalı harf kullanmıyorlardı.

Demek ki gerek sözlü kültür gerekse yazılı kültür kendilerine has, kendi vakıalarına mutabık sanatları, hünerleri beraberlerinde getiriyor. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da yazılı ve sözlü kültürün ürünlerinin birbirleriyle çelişmek zorunda olmayışıdır. Yani yazılı kültürdeki bir hüner pekâlâ sözlü kültürde de bir hüner addedilebilir. Hakikatte çoğu edebi sanatlar da böyledir. Bundan dolayı bizim yaptığımız şey, bir şaz örneği bulup o örnekten bütün hakkında külli bir yargıya varmak gibi görünmesin. Zira yazılı kültür ögeleri eğer sözlü kültür ögeleriyle ortaklık kurmuşsa o zaman bu bizim konumuzun dışındadır. Çünkü bu durumda bir karşılaştırma yapmamız mümkün değildir.

Peki sözlü kültürün hünerlerine rağbetin azalması tepeden inme bir emirle mi oldu? Elbette hayır, sözlü kültürün hünerlerine rağbetin azalması doğrudan sözlü kültüre rağbetin azalmasıyla ilgiliydi. Bu bir süreçti ve tarihin doğal seyrinin neticesi olarak zuhur etti. Pekala bizi bugün görsel kültürün bize sağlayacağı imkanları reddetmeye, bunlara göz yummaya zorlayan şey nedir?

Ben yazıyı çok kıymetli bir kayıt türü olarak görüyorum. Bundan kopuşumuzu da uzun yıllar mümkün görmüyorum. Fakat yalnızca yazıda direnmenin de beyhude olduğunu dile getirmekte bir sakınca görmüyorum. Mesele bir kültür meselesidir. Yazı, sözlü kültürü yok edemez zira aktarım yine söz üzerinden devam edebilir. Nitekim etmiştir de. Şairlerin şiirlerini yazmaları, bunları yazı ile kayda geçirmeleri onların şiirlerini okumalarına, söylemelerine mani olmamıştır. Çünkü bunlar birbirlerini nefyeden şeyler değillerdir. Biri diğerine galebe çaldı diye bir diğeri yok olacak değildir. Bugün de görsel kültürü edebiyata ve belagate doğrudan dahil etmek yazıyı yok edecek değildir.

Derdimiz yazının ve dolayısıyla paranın sağladığı otoriteye karşı özerklik için imkân aramaktır. Bunu internetle sağlıyorsak interneti, video ile sağlıyorsak videoyu araç ediniriz. Bir vasıtayı araç edindiğimizde ise o vasıtanın kullanımı sırasında geliştirdiğimiz hünerlerimizi sistemleştiririz. Belagat zaten buna denir. Kullandığımız vasıta şiirin özüyle ilgili değildir, bunu önceki yazıda ispatlamıştık. Fakat kayıt vasıtası, şiirin suretine tesir edebilir, edecektir. Biz bundan çekinmiyoruz. Şiiri söyleyenler yani kayıt vasıtalarını kontrol edenler bizler olduğumuz müddetçe burada bir sıkıntı görmüyoruz. Öte yandan vasıtanın kontrolünü doğrudan söyleyenin eline almasının, ekonomik gücü elinde tutanların ellerine terk etmekten daha iyi olacağını düşünüyoruz.


Önceki Sonraki

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İptal Yorum gönder

keyboard_arrow_up