menu Menu
Logo Yengi Mecmua

Sahra-yı muhabbetde o divanelerüz kim

Mecnun-ı melametzede en akilimüzdür



UZAKTAN Previous SAĞANAK Next

İNNÂ LİLLÂHİ VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİÛN

Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman, “Biz Allah’a aitiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler.

Bakara 156

Hasan Saklanan; 34 yaşında, 4 çocuk babası. Bugün, Kudüs’te İsrail askerlerine saldırdığı sırada şehit edildi. Eli silahlı işgalcilerle, aslan gibi boğuşarak kahramanca teslim etti emanetini. Kahramanca, saf ve temiz bir şekilde. Allah şehadetini kabul etsin.

Her şeyimiz gibi düşüncelerimiz ve tepkilerimiz de ifsat edilmiş durumda. Mesela bir şehadet haberi bizlere ulaştığında, “ama, fakat, ancak” gibi zıtlık bildiren bağlaçlarla başlayan reel politik tespitlere maruz kalıyoruz. Hâlbuki bizlere bir vefat hadisesi ulaştığında öncelikle, “Allah’a aitiz ve ona döneceğiz.” demeliyiz. Bu söz, öyle alelade bir söz, bir nakarat ya da lâf-ı güzaf değildir. Allah’a aitiz; kaderimizi tayin eden, canımızın ve bedenimizin sahibi odur. Allah’a aitiz ve onun rızası, bizim rızamızın üstündedir. Allah’a aitiz ve O’na döneceğiz. Bu, kaçınılabilir bir şey değildir. Gayrı karşımıza çıkan musibetler ne olursa olsun vız gelir. Ölüm de elem de o iç karartıcı anlamını yitirir böylelikle. Burada gerçek bir soru çıkıyor karşımıza: Biz Allah’a döneceğiz ama Allah bizden razı olacak mı?

Eski bir Amerikan askeri olan Aaron Bushnell yaklaşık 2 ay önce kendini yakarak can verdi. Pasif bir eylem olarak kendini yakmanın makul karşılanacak bir tarafı yok. İnşallah hidayetle göçmüştür. Allah günahlarını affetsin. Yazının konusu Bushnell değil, ancak bir tezata işaret etmek istiyoruz. Bushnell kahramanlaştırılırken Saklanan için saçma sapan laflar ediliyor, edilecek. Çünkü haksızlığa karşı mücadele etmemiz değil, haksızlığa karşı kendimize zarar vermemiz bekleniyor.

Yok böyle devam ederse Kudüs’e turist giremezmiş, Türklere yasak gelirmiş. İşgal devleti Gazze’de katliam yaparken tur şirketlerinin Kudüs sokaklarında turistik gezi düzenlemesinin normal bir tarafı var mı? Yahudiler, Türkleri bir tehdit olarak görmüyor,  Türklerin Kudüs sokaklarında gezmelerini ve kendilerine para bırakmalarını istiyordu. Biz de gidiyor, geziyor, fotoğraf paylaşıyor, biraz da para bırakıyorduk. Bunun normal karşılandığı yerde Hasan’ın şehadetini intiharla yaftalayanların olması şaşırtıcı değil. Kendini yakan eski Amerikan askerini aziz mertebesine yükseltenler, kâfirlerle boğuşarak can veren bir mücahidin ahmaklığından dem vurmaya devam edecek. Hiçbir şey yolunda değil.

Filistin meselesi İsrail tarumar olmadan bitmeyecek. İsrail bir düşman, apaçık ve karşımızda duruyor. Şimdi bir düşünün diğer Müslümanların da Hasan Saklanan gibi bir imana sahip olduğunu. Ve tüm diğer Orta Doğu haritalarını.

Gazze Hasan Kudüs Saklanan Şehit


Previous Next

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Cancel Yorum gönder

keyboard_arrow_up