menu Menu
Logo Yengi Mecmua

Sahra-yı muhabbetde o divanelerüz kim

Mecnun-ı melametzede en akilimüzdür



İKİ POŞET ÇOCUK (İSRAİLLİLERİN EN SEVDİĞİ FON MÜZİĞİ EŞLİĞİNDE) Previous BİRAZ SESİM GÜZEL OLSA Next

İLMİN HAKKI ŞİİRİN HATIRI: NECİP FAZIL VS. İSMET ÖZEL

Geleneğe yönelik sağlıklı bir bakış açısı geliştirmenin yegâne yolu geleneğe durduğumuz yerden sağlıklı bir şekilde bakamayacağımız realitesini kabul etmekten geçer. Öyle ya sözü içtihat olması sebebiyle doğrudan halkın hayat pratiklerini şekillendiren “âlim” artık aramızda değil. Devletin ve resmî kurumların ket vuramadığı bu bilgi özneleri, yüzyıllarca etken bir vazife ifa ettikleri yeryüzünden sözlü ve yazılı paradigmanın değişmesi nedeniyle silindiler. Kurumların gölgesindeki yeni bilgi öznelerine kalan bu iktidar şiir ve şairle kurduğumuz özgün ilişki biçiminin de yolunu açtı. Kemalin zevali olarak Osmanlı Devleti’nin ömrünün nihayete erdiği dönem; Osmanlı Devleti’nin Devleti Aliyye prensiplerini aşan ve hatta ilkeleri ile mütenakız bir dünyayla karşılaşması ile başlamıştır. Zira oluşan yaygın kanaat odur ki kaynağını ilahi olandan alan düşüncenin yerini alan “seküler-tikel paradigmalar” sürekli mücadelenin düşünsel vasatını değiştirmiştir. Âlimden aydına dönüşümü hazırlayan bu sürece batı tarzı okulların modern eğitim usulleri ve tebaa arasında özellikle de toplumun seçkin tabakasında; savaş meydanındaki yenilginin gündelik hayata taşınmış biçimi olarak alafranga temayüller de eklenince alimin otoritesi kaybolmuş ve her ne kadar aydın bu boşluğu kapatmaya çalışsa da başarılı olamamıştır.

Dini din olarak öğretme ideali çerçevesinde yetiştirilen âlimler ideolojik bir merkezde konumlandırılan İslam’ı diyalektik metotlarla, ideoloji perspektifinden müdafaa etmesi beklenemezdi. Misalen Ernest Renan misali şeddeli bir gavurun L’Islamisme et la science serlevhalı konferansına gelen tepkileri incelediğimiz vakit en harcıalem olan tepkiler Namık Kemal ve Efgani isimlerinden gelmiştir. Her iki ismin de entelektüel boyutu klasik alim tipolojisinin dışındadır. Özellikle Namık Kemal şair olması hasebiyle tanınan bir zattır. Geleneği gerek içerisinde bulunduğu toplumun değer dünyası gerekse paşazade olması sebebiyle temellük etmesinin yanı sıra henüz çocukluğunda girdiği (müntesib yahut muhib olarak) Mevlevi yolu da dünya görüşünün şekillenmesinde etkili olmuştur. Aslında şairin/edibin tekke ile olan irtibatı ve bu yolla geleneğe intisabı Namık Kemal’de gerçek manasıyla tecessüm etmiştir. Kemal, içtimai fikirleri ile şair/edip kimliği arasında bir köprü kurarak kitleler nezdinde bu yönüyle itibar gören numune şahsiyetlerdendir.

Namık Kemal örneğinde emarelerini gördüğümüz ulemadan üdebaya kayış, asıl olarak Cumhuriyet Dönemi’nde etkilerini göstermiştir. Uygulamaya konulan esaslı dönüşümün sonucu olarak dinin yaşam pratikleri üzerindeki baskı, alimin tesirini azaltmakla beraber daha popülist bir çizgide eser neşreden şairi/edibi öne çıkartarak kamuoyunun sözcülüğüne ona bırakmıştır. Cumhuriyet devrinin mütedeyyin şair/edip tipolojisi de geleneği ya sağlam köklerden beslenen aileden ya da (veya ek olarak) döneminde tekkelerin birer uzantısı mesabesindeki Küllük Kahvehanesi ve Marmara Kıraathanesi gibi mekanlardan teneffüs etmiştir. Nihat Hayri Azamat’tan iktibasla zamanının Küllük Kahvehanesi Halveti-Şabani Şeyhi Ahmet Tahir Maraşi Hazretleri’nin (k.s) yanı sıra Halveti-Cerrahi Şeyhi El-Hac Muzaffer Ozak Efendi’nin (k.s) sohbetlerine sahne olmaktadır. İşte bu nevi imparatorluk bakiyesi mümtaz şahsiyetlerin ve henüz kültür hayatını muhafaza eden İstanbul’un yazın ortamından beslenen şair/edipler yaşadığımız döneme oranla görece çift kanatlı bir yapı arz etmektedir.

Dönemin mütedeyyin şairleri arasında en önemli yeri işgal eden Necip Fazıl Kısakürek’in tipolojisi de bahsi geçen özellikleri haizdir. Örflü bir ailenin ferdi olarak Necip Fazıl Şeyh Abdülhakim Arvasi Hazretleri’ne (k.s) intisap ederek entelektüel boyutunu farklı bir kulvardan yürütmeye başlamıştır. Ömrü hayatı boyunca yazdığı tarih, fikir, ideoloji, felsefe, tasavvuf, hatıra, polemik eserlerinin tümü mütedeyyin bir şairin mücadele boyutlarını oluşturur. Ayrıca merhum Necip Fazıl Kısakürek’in hayattayken neşredilen son eserlerinden birisi olan İman İslam Atlası’nın ilmihal formatında bir kitap olması ve dahi şairin bir Siyer-i Nebi kaleme alması kitleler nezdinde doldurduğu boşluğun delilidir.

Hakeza İsmet Özel de Halkın Dostları başta olmak üzere pek çok derginin başat yazarı olarak kalem oynatmış gerek yazdığı şiirlerle gerek düşünce yazıları ile Türk Edebiyatı’nda kalıcı izler bırakmıştır. Aslında Türkiye’de Fukuyama, Huntington veya Toynbee ile düşünsel hesaplaşmaya girebilecek nadir aydınlardan biri olması hasebiyle de cemiyetçilik faaliyetleri yürütmüştür. Tıpkı Necip Fazıl’ın Anadolu konferanslarına benzer biçimde konuşmalar gerçekleştirmesi gibi.

Bugünlerde kamuoyunu hayli meşgul eden Necip Fazıl-İsmet Özel kavgasına gelecek olursak bu klasik anlamıyla bir şair-şiir tartışmasından ziyade bu şairlerin insanlar özelinde işgal ettikleri mevkilerin bir muhasebesidir. Zira aksi takdirde Türkiye’de şiir kalitesini ölçebilecek bu kadar eleştirmen olması mümkün ve makul değildir. Teşbihte hata olmazsa her iki şair/edibin müritleri kendi seyri sülüklerine mürşitlik eden şaire bağlı olmaları hasebiyle şeyhlerini uçurtmakla meşguldürler.

Her iki isimde devirlerinin fonksiyonel medyasına karşı çoğunlukla cephe alarak ve savaşarak televizyon tartışmaları ve polemikleri yoluyla kitle ve muhipler topladı ve Necip Fazıl bugün vefat etmiş olsa da ardında canlılığını koruyan yazılı-görsel-iştisel bir külliyat bıraktı. İsmet Özel bugün hala hayatta ve kendi ifadesiyle kavganın göbeğinde mücadelesine devam ediyor. Kavga eden ne şiir ne de şairler. Kavga biz cühelanın kavgası ve süreceğe de benziyor…[1]Yazıda adı geçen mübarek ve büyüklerden göçenlere rahmet hayatta bulunanlara hayırlı ömür dilerim.

Dipnot

Dipnot
1 Yazıda adı geçen mübarek ve büyüklerden göçenlere rahmet hayatta bulunanlara hayırlı ömür dilerim.

Ebubekir Çağlar İsmet Özel Namık Kemal Necip Fazıl


Previous Next

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Cancel Yorum gönder

keyboard_arrow_up